‘AÇLIK MODU’ GERÇEK Mİ YOKSA HAYAL Mİ?
‘AÇLIK MODU’ GERÇEK Mİ YOKSA HAYAL Mİ?

Diyete başladınız, diyetinizin ilk haftalarında hızlıca kilo veriyorsunuz ama bir süre sonra hem kilo verememeye başlıyorsunuz hem de diyet sürdürülebilirliğini yitiriyor. Bu durumun nedeni ‘açlık modu’ olabilir.
‘Açlık modu’ vücudun uzun süreli yüksek kalori kısıtlamasına verdiği doğal tepkidir. Vücut enerji dengesini korumak ve açlığı önlemek amacıyla enerji harcamasını azaltır bu aslında vücudun kendini korumak için verdiği bir tepkidir ve bilimsel karşılığı ‘adaptif termogenez’dir.
Uzun süreli yüksek kalori kısıtlamasından kaçının
Yüksek kalori kısıtlamasını içeren diyetleri uzun süre uyguladığınızda vücut kendisini korumaya almak amacıyla harcadığı enerjiyi azaltmaktadır. Dolayısıyla, bazal metabolizma hızınızı yavaşlatır ve aynı zamanda açlık hissinizi artırarak sizi daha fazla yemek yemeğe teşvik ederek diyetinizin sürdürülebilirliğini azaltmaktadır. Tüm bu etkiler birleştiğinde siz ne kadar çabalasanız da kilo veremediğiniz gibi pes etmenize de sebep olmaktadır.
Ağırlık egzersizi yapın
Vücuttaki kas kütlesi azaldıkça metabolizma hızı da azalır. Diyet süresince kas kaybını en az düzeyde tutmak için ağırlık kaldırma veya vücut ağırlığı ile ilgili yapılan egzersizleri uygulayabilirsiniz. 94 kadın üzerinde yapılan randomize kontrollü bir çalışmada, deneklere 800 kkal bir diyet uygulandı ve kadınlar egzersiz yapmama, aerobik egzersiz (kardiyo) ve ağırlık egzersizi gruplarına atandı. Çalışmanın sonucunda, hem egzersiz yapmayan hem de aerobik egzersiz yapan kadınlar kas kütlesi kaybetti ve metabolizma hızları belirgin düzeyde azaldı. Ağırlık egzersizi yapan kadınlar ise metabolik hızlarını, kas kütlelerini ve güç düzeylerini korudular.
Protein tüketimine dikkat!
Proteinler tokluk hissini ve süresini uzatan makro besinlerdir. Yeterli miktarda protein tükettiğinizde vücudun oluşturduğu açlık hissi ile daha kolay baş edebilecek ve metabolizma hızını yavaşlatan kas kaybına daha az meyilli hale geleceksiniz.
link slot gacor

Sevgililer gününde en güzel hangi hediyeyi alabileceğinizi veya en güzel yerde ne yemek istediğinizi düşünürsünüz? Acaba aşka giden yol sevdiğinizin midesinden geçer mi? Sevgililer gününde karnınızı doyurmak yerine birbirinizin duygularını beslerseniz çok da mideden geçmediğini fark edeceksiniz. Aşkın kalorisi olmadığı gibi aşkla yediğiniz her şeyin size heyecan ve mutluluk verirken metabolizmanızı da hızlandırdığını unutmayın. Ama gene de sevgi dolu masanızda neler olmalı derseniz işte size önerilerim:
Okul öncesi dönem boyunca büyüme ve gelişme çok hızlı olduğu için çocuklarımızın beslenmesini iyi ayarlamak çok önemlidir. Bazı okul öncesi çocuklar, ebeveynleri vejeteryan olmamasına rağmen doğuştan hayvansal yiyecek tüketmeye duyarlıdırlar ve bazen her tür eti reddetmektedirler. Eğer çocuk vejeteryan diyet tüketiyor ve bunda direniyorsa çocuğun enerji ve besin öğesi ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için diyetinde çeşitlilik sağlanmalıdır. Vejeteryan çocukların; kalsiyum, demir, B12 vitamini ve proteinin iyi kaynaklarına ihtiyaçları vardır. Et tüketiminin olmaması süt ve ürünleri ile yumurta tüketmenin önemini daha da arttırır. Yumurta, süt ürünleri, kurubaklagiller ve yağlı tohumlarla beslenmesini desteklemeli, posadan zengin olmayan bir beslenme programı oluşturmalısınız.