Alzheimer Hastalığı

Bir araba düşün, seneler geçtikçe eskir, bozulur ve sonunda tamamen çalışamaz duruma gelir. Ne kadar yaptırsanda o eskisi gibi olmaz. Aslında bizlerde öyle değil miyiz, seneler geçiyor ve bizlerde değişiyoruz. Gözler görmemeye, kulaklar duymamaya başlıyor. Bize ne mi oluyor, yaşlanıyoruz.

İlerleyen yaşla birlikte pek çok hastalıkla sırasıyla geliyor, bunlardan en sık görülenlerinden biri de Alzheimer. Bu hastalık aslında demansın (bunama) farklı bir boyutudur, yani bir demans çeşididir. Ancak her demans olan kişilere Alzheimer diyemeyiz. Alzheimer olan kişilerde ilk başta gözlemlediğimiz hafıza kayıplarıdır. Unutkanlıkla kendini belli ederken ilerleyen zamanlarda kişiler özel ihtiyaçlarını tek başlarına yapamaz durumu gelirler.

İştahsızlık, bulantı, kusma, dişlerin olmaması nedeniyle yeteri kadar beslenememe bu kişilerde çok sık görülmektedir ve bu durum da malnütrisyon sebebidir. Malnütrisyon kaslarda erimeye neden olurken, düşme riskini beraberinde getirir. Malnütrisyon durumunda kişilere; daha küçük porsiyonlarda daha fazla enerjili yiyecekler verilerek  önlenmeye çalışılmalıdır. Malnütrisyon dereceside oldukça önemlidir. Bu durum uzman kişilere danışılmalı ve ona göre beslenme tedavisi uygulamalıdır.

Alzheimer hastalığının kesin tedavisi hala bulunmasada beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ilk almamız gereken önlem. Yapılan çalışmalarda Akdeniz tipi diyetle beslenmenin kardiyovasküler hastalıklar ve obezite riskini azalttığı görülmektedir. Bozulmuş glikoz toleransı olan kişilerde demans görülme olasılığı artmaktadır. Beyin vücudun oksijen kaynağıdır, sağlıklı bir kalp beyine yeterli kanın pompalanmasını sağlar, sağlıklı kan damarları besin açısından zengin kanı beyne ulaşmasını sağlar. Yani ne kadar sağlıklı kalp-damar sistemimiz varsa o kadar sağlıklı bir beyine sahip olduğumuzu gösterir. Bu durum da Alzheimer riskini azaltmaktadır.

Yapılan çalışmalar Omega-3 açısından zengin bir diyetin Alzheimer riskini azalttığı görülmektedir. Omega-3 ihtiyacını ise somon, uskumru, ceviz, badem tüketerek  karşılayabilirsiniz. Folik asit vücudumuzda proteinlere etki ederek Alzheimerda olumlu etkiler yarattığı görülmektedir. Günlük beslenmemize lahana, ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeleri eklemek yaralı olacaktır.

Vitamin ve mineral ihtiyaçlarını takviye olarak kullanmak yerine besin yoluyla alınması diğer besin öğelerinden faydalanmak açısından daha iyi olacaktır.

Anne karnından itibaren yaşamımızın her evresinde önemli olan beslenme geleceğin için çok büyük bir yatırım olduğunu unutma. En büyüğümüzden en küçüğümüze kadar her yaş grubunda görülen çeşitli hastalıklarla besinlerle savaş.